• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

 ADI HALA MEÇHUL

Hava Durumu
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam26
Toplam Ziyaret125022
Site Haritası

İnsan anlayan ve yorumlayan bir varlıktır. Hermeneutik, bir anlama ve yorumlama etkinliği olarak insan yaşamında ve kültürde kurucu unsurlardan biri olduğu kadar aynı zamanda felsefi bir disiplin olarak da düşünce tarihinde önemli bir yer tutar.

Temel bir insani yorumlama etkinliği olarak hermeneutik, aynı zamanda anlama koşullarını çözümlemesiyle ilişkili olan bir felsefe disiplinin de adıdır. Hermeneutik’in tarihsel kökenleri mitolojiye kadar uzanmakta ve işlevi bakımından da geçmişten günümüze kadar önemini korumaktadır.

Bir felsefe geleneği olarak hermeneutik düşünce ile ilgilenen ve bu geleneğe düşünce dünyamızda yer açmaya çalışan felsefecilerimiz arasında Kamuran Birand’ı ve Nermi Uygur’u anabiliriz. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren ise Doğan Özlem’in hermeneutik ve tarihselci felsefe geleneğine katkıları belirgin biçimde görülür. Özlem, hermeneutik anlayışın güçlenmesinde ve edebiyattan sosyal bilimlere kadar birçok alanda etkili olmasında değerli katkılarda bulunmuştur.

Jens Zimmermann’ın Hermeneutik - Kısa Bir Giriş kitabı akıcı, anlaşılır diliyle söz konusu felsefi geleneğin tarihi, başlıca temsilcileri ve ilgili olduğu alanlar bakımından genel bir kavrayış vermektedir.

ANLAMAK

Anlamanın nasıl ve hangi koşullar altında gerçekleştiği sorusu hermeneutik filozofların cevabını aradıkları soruların başında gelir.

Zimmermann’a göre, hermeneutik düşünürler, anlamanın kelimeler, işaretler ve olaylar gibi belirli şeylerin anlamlı bir bütüne dahil edilmesinin yorumsal bir edimi olduğunu öne sürerler. “Bir nesneyi, kelimeyi ya da olguyu kendi hayatımızda bir anlam içerdiği ve böylece bizimle konuştuğu zaman anlarız.” (s. 18) 

Zimmermann, hermeneutiğin kişinin anlama ve kendini anlaşılır kılma sanatı olduğunu vurgular. “Kişi her ne zaman bir şeyin – bu şey bir sohbet, bir gazete makalesi, bir Shakespeare oyunu yahut geçmişteki olayların bir muhasebesi olabilir - anlamını kavramaya çabalarsa, hermeneutik ile ilişkide demektir.” (s. 12)

TARİHSEL KÖKENLERİ VE GELECEĞİ

Hermeneutiğin tarihini bilgi üzerine bir konuşma olarak tanımlayan Zimmermann’a göre, “Yorumlama kelimesini telaffuz ettiğimiz anda, neyin geçerli bilgiyi inşa ettiği üzerine uzun süredir var olan bir konuşmanın içerisine girmiş oluruz. Basitçe ‘hermeneutik nedir’ diye sorarak, insan bilgisinin doğası üzerine bir tartışmaya, bilginin antik ve modern kavramlarını birbirine bağlayan bir konuşmaya dahil oluyoruz.” (s. 33)

Derin ve köklü tarihsel / kültürel kökenleri bulunan hermeneutiğin, aynı zamanda gelecekte de önemini ve işlevini sürdürecek bir düşünme, anlama ve yorumlama etkinliği olduğunu vurgulayan Zimmermann bu konuda şunları söyler: “Hermeneutik felsefe farklı inançlar ile kültürler arasındaki konuşmayı teşvik ettiği sürece hermeneutik, geleceğimizin elzem bir parçası olarak kalmaya devam edecektir.” (s. 164)

Zimmermann’ın kitabı, hermeneutik felsefenin kökenlerine, temel kavramlarına, uğraşageldiği sorunlara ışık tutan ve bu bağlamda önemli düşünürlere değinen bir giriş kitabı olarak hem felsefede hem de yaşamda anlama ve yorumlamanın yerini ve işlevini ortaya koymaktadır.

Teoloji ve hukuk alanında yorumlamanın işlevini ve yerini oldukça ayrıntılı biçimde irdeleyen Zimmermann, sosyal bilimlerde yorumlamayı ve pozitivizm ile hermeneutik gelenek arasındaki çatışma ve farklılıkları daha genel biçimde ele almış görünmektedir.

Ana hatlarıyla söz konusu felsefelerin düşünce ve bilim anlayışları arasındaki farklılıklar dile getirilmektedir. Anlamanın ve yorumlamanın koşulları ve anlamı üstüne düşünmeye hepimizin ihtiyacı yok mu?

Hermeneutik - Kısa Bir Giriş / Jens Zimmermann / Çeviren: Mehmet Çetin / Say Yayınları/ 190 s. / 2020.



226 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Üyelik Girişi